Hasan Hastürer

Anılarda yolculuk… “Gerçek meşale yüreklerde”

2024 Yaz Olimpiyat Oyunları, 26 Temmuz’da Paris’te başlayacak. 11 Ağustos’a kadar Olimpiyat Meşalesi Paris’te yanacak. Anılarda yolculuk yapıp 12 Temmuz 2004’te yayımlanan “Gerçek meşale yüreklerde” başlıklı yazımı sizlerle buluşturuyorum.

***

   Olimpiyat meşalesi Kıbrıs’a geldi, turunu attı ve gitti. Sıradan bir spor olayının ötesinde insanların barış içinde yarışarak yaşamasının en güzel mesajlarının bütünü olan olimpiyatların meşalesi, Kıbrıs’ta bölünmüşlük duvarını aşamadı.

   Karar noktasında Kıbrıslı Türkler olmadığı için engelin ana kaynağının Kuzey Kıbrıs olmadığı çok belli.

   Rum tarafında siyasi erki elinde tutanlar bir yolunu bulup olimpiyat meşalesinin kuzeye geçişini engellediler.

***

Siz dikkatli okurlar mutlaka fark ettiniz, bu konuda bugüne dek hiç yazmadım ve de konuşmadım.

Bugün yazacaklarım da bazı arkadaşlarım tarafından sevilmeyebilir. Her görüşe her zaman saygım olmuştur, yine olacaktır.

Sporla uzun süre yoğun olarak ilgilendim.

   O yoğun ilgim sürerken özellikle olimpizm ruhunu, fair play anlayışını çok iyi öğrenmeye çalıştım. İçtenlikle inandım ki olimpizm ruhunun, fair play anlayışının çok iyi özümsendiği bir toplumda demokratik yaşam kolay kolay yol kazasına uğramaz.

Bu anlayış çok yalındır…

   Oyun doğru anlamda kuralına göre oynanır… Kazanmanın en muteberi rakibinizin hatasıyla değil, kendi gücünüzle kazanmaktır… Takıma torpili olan değil, hakkı olan alınır… Sonuca, kazanan kadar kaybeden de saygı gösterir… Kimse ayak oyunlarıyla sonucu lehine çevirme uğraşına girmez…

   Kısaca böyle özetlemek olası… Kaynakları araştırın farklı sözcüklerle tanımlamalar bulabilirsiniz, ama sonuçta tümü aynı anlatım noktasına ulaşır.

***

Togay Bayatlı, Türkiye Olimpiyat Komitesi ve Uluslararası Spor Yazarları Birliği Başkanıdır.

Daha pek çok önemli uluslararası spor kuruluşunda yıllardır etkili görevlerde bulunan bir spor adamıdır.

   Ulusal değerlere ve Türkiye’nin çıkarlarına ciddi anlamda sahip çıkan bir anlayışı vardır.

   Ancak bu anlayışını uluslararası platforma taşırken dünya dili konuşur, olimpizm anlayışını çok iyi bilmenin avantajını kullanır. Sonuçta, genelde Türklerin tam karşısında olan ülkelerden temsilciler bile Togay Bayatlı’ya saygı duyar, onun sorumlu konumda olması için oy verirler.

Geçtiğimiz cumartesi günü telefon için uzun sayılacak bir iletişimimiz oldu. Togay Bayatlı’nın spor konusundaki yaklaşımlarının altına gözümü kapar imza atarım.

İmza atarım çünkü, yaklaşımının temelinde doğru bilgi ve dünya ile barışık yaklaşım vardır.

   Bayatlı, Rumların konuya siyasi baktıklarını, spor teşkilatının üzerinde siyasi unsurların etkili olduklarını kabul ediyor. Ancak her şeye karşılık meşalenin kuzeyde de taşınmasının bir biçimde başarılması gerektiğini de söylüyor.

   Ve bir konuya daha işaret ediyor, uluslararası spor ailesi, Dünya Olimpiyat Komitesi yetkilileri spor konularında seçilmişlerin, yani siyasilerin çok öne çıkmalarını sevmez.

Örnek olarak da İstanbul’da olimpiyat meşalesi çok başarılı bir organizasyonla taşınırken bakan, vali, belediye başkanı dahil seçilmişlerin öne çıkamamasını gösterdi.

   Kıbrıs’ta olimpiyat meşalesinin taşınmasına siyaset bulaştı mı? Kesinlikle bulaştı. Bir tek Loizido’nun (Girne’deki taşınmaz malıyla ilgili AİHM’de Türkiye’ye dava açan Rum kadın) meşaleyi taşıması bile siyasi kirlenmeye yeter.

***

Olimpiyat meşalesinin kuzeye gelmesi her bakımdan tarihi bir fırsattı. Mevcut durumda Rum siyasi unsurların bunu bir biçimde engelleyeceğini bilerek hareket etmek gerekirdi.

   Bizim bu noktada en büyük talihsizliğim KKTC Milli Olimpiyat Komitesi yönetiminin, spordan önce siyasi amaçlı bir görünüme sahip olmasıdır.

   Durum böyle olunca, bu konuda en önde olması gereken olimpiyat komitesi devre dışı kalmıştır. Zaten onlar önde olsaydı daha yolun başında sorun yaratıp olayı sabote eden taraf Kıbrıs Türk tarafı olurdu.

***

Spor Bakanı Yorgancıoğlu ve Lefkoşa Belediye Başkanı Erk’in çabalarına hiç itirazım yok. Yalnız temel mesele, dışta Kıbrıs’ın tanınan tek yönetiminin Rumların elinde bulunan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin olmasıdır.

   Adada mevcut iki bölgeli yapı biliniyor, kuzeyde bizim bir yönetim yapımızın olduğu da kabul ediliyor. Ancak iş uygulamaya geldiği zaman bizi Kıbrıs Cumhuriyeti ile eşit kabul etmiyorlar.

   Uluslararası Olimpiyat Komitesi için de adanın bölünmüş hali tanınmıyor. Tanınmadığı için de olimpiyat meşalesinin güneyden kuzeye geçişinde farklı bir ülkeye geçiyor mesajının verilmesine karşı takınılacak tavırlar da “Yanlış yapıyorsunuz” tepkisini görmez.

   Papadopulos, “Kıbrıslı Türkler tam eşitlik istedi” ifadesi onun, yaşamın her alanında Kıbrıslı Türklere yönelik bakış açısını ifade eder.

   Biz bütün kuralları kabul etmiş olsaydık bile sonunda bir bahane bulup Rumların bozacaklarını bilip en az konuşma ve siyasetçi demeciyle meşalenin kuzeye geçmesini sağlayacaktık.

   Olimpiyat meşalesinin sınırdan geçişi, KKTC yazılı tabelaların uygun açılardan görüntüye alınıp dünyaya dağıtımı sağlanmış olsaydı, adadaki gerçekler yansıtılmış olmayacak mıydı?

Keşke Rum tarafının rahatsız edici tavrını kınayarak olimpiyat meşalesinin kuzeyde taşınmasını sağlayabilmiş olsaydık.

   Unutmayalım ki sadece olimpiyat meşalesinde değil pek çok konuda dünya bize Rumlarla eşit muamele yapmıyor. Sırf kapılardan içeri girmek için rahatsız edici pek çok ara formülü kabul etmiyor muyuz? Kabul ediyoruz ve de doğru yapıyoruz.

Kırk yılın hatalı siyasetinin yarattığı kirliliği, inadını siyasi tavırlarla temizlemek olası değildir.

***

   Bu konuda yapılan açıklamalarda çok çarpıcı ifadeler vardır. Ancak sanırım en çarpıcı ifadeyi Rum sanatçı Boby Avraam seslendirdi. Avraam, “Dün akşam meşalenin varışını izlerken özellikle devlet töreni ile karşılandığı dikkatimi çekti ve bu bende derin üzüntüye yol açtı” derken daha o noktada olimpizm kurallarının çiğnendiğine dikkat çekti ve ekledi, “Bir anda Bizans döneminde tanrıya inanmak yerine putlara inanan putperestler aklıma geldi. Meşale kendi başına sadece bir meşaledir. Gerçek anlamda meşale insanların yüreklerindeki barış ateşidir.” (12 Temmuz 2004- KIBRIS)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu