Dünya

ABD ile ticaret savaşına giren Kanada, Avrupa Birliği üyesi mi olacak?

ABD ile ilişkilerde artan gerilim, Kanada’nın dış politika yönelimlerine dair farklı senaryoların tartışılmasına neden oluyor. Bunlardan biri de Avrupa Birliği’ne (AB) katılım ihtimali.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Kanada’yı “51. eyalet” olmaya zorlamakla tehdit etmesi sonrası, The Economist yazarı Stanley Pignal, ülkenin yeni bir ittifaka yönelebileceğini öne sürdü.

Pignal, Avrupa ve Kanada’nın karşılıklı olarak daha güçlü bir ortaklığa ihtiyaç duyduğunu belirtiyor.

Bu fikir, Kanada’nın Paris Büyükelçiliği’nin eski bir sözcüsü ve İngiltere’nin AB yanlısı hareketinin önde gelen isimlerinden biri tarafından desteklenirken, Almanya’nın eski dışişleri bakanlarından biri de bu tartışmaya katıldı.

Montreal merkezli La Presse gazetesi ise bu öneriyi “şaka mı, ciddi mi, bilinmez” şeklinde değerlendirdi.

Kanada’nın AB’ye katılması mümkün mü?

Avrupa Birliği Antlaşması’nın 49. maddesi, AB üyeliğini “Avrupa devletlerine” açık tutuyor ancak “Avrupa” tanımı net bir şekilde yapılmıyor.

1987 yılında Fas, Avrupa ülkesi olmadığı gerekçesiyle AB üyeliğine kabul edilmemişti. Ancak Kanada için durum farklı olabilir mi?

Kanada’nın Avrupa ile derin kültürel ve siyasi bağları bulunuyor. Ülkenin hukuki ve siyasi sistemi büyük ölçüde Avrupa modellerine dayanıyor.

Ayrıca, Kanada vatandaşlarının önemli bir kısmı Avrupa kökenli. Öte yandan, Kanada’nın sahip olduğu geniş doğal kaynaklar, AB için stratejik bir avantaj sağlayabilir.

Ancak, Avrupa Birliği’nin genişleme politikaları düşünüldüğünde, Kanada’nın üyeliği düşük bir ihtimal olarak değerlendiriliyor.

AB’nin halihazırda üyelik bekleyen 10 ülkesi bulunuyor ve bu süreç, özellikle Batı Balkan ülkeleri için on yıllardır devam ediyor.

AB genişleme politikaları uzmanı Maria Garcia, “Gerçekten Avrupa kıtasında bulunan ülkelerin üyeliği bile yıllarca beklerken, Kanada gibi bir ülkenin üyeliğe alınması olasılığı çok düşük,” ifadelerini kullanıyor.

Alternatif: Daha güçlü iş birliği

Uzmanlar, Kanada’nın tam üyelik yerine AB ile daha derin bir stratejik ortaklık geliştirebileceğini öne sürüyor.

AB’nin, komşu ülkelerle yaptığı kapsamlı iş birlikleri gibi Kanada ile de siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarında daha yakın ilişkiler kurabileceği belirtiliyor.

Kanada halihazırda AB’nin araştırma ve inovasyon programı olan Horizon Europe’a katılıyor ve iki taraf arasında stratejik mineraller, yenilenebilir enerji ve teknoloji alanlarında iş birliği giderek artıyor.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Kanada’yı “Batı Yarımküre’de lityum bataryalar için gerekli tüm ham maddelere sahip tek ülke” olarak tanımlıyor ve iki taraf arasında daha yakın ekonomik bağların önemine vurgu yapıyor.

ABD ile İlişkilerin Geleceği

Kanada’nın AB’ye yakınlaşması, ABD ile ilişkilerinde yeni gerilimlere yol açabilir. AB-ABD rekabetinin arttığı bir dönemde, Kanada’nın Avrupa ile derinleşen ilişkileri, Washington tarafından bir meydan okuma olarak algılanabilir.

Öte yandan, Avrupa da kendi içinde siyasi çalkantılar yaşıyor. Almanya, İtalya, Avusturya ve Fransa gibi ülkelerde aşırı sağcı partilerin yükselişi, AB’nin iç dengelerini sarsıyor.

Uzmanlar, Kanada’nın Avrupa ile yakın ilişkilerini sürdürmeye devam edeceğini ancak tam üyelik gibi radikal bir adımın yakın vadede olası olmadığını belirtiyor.

Bunun yerine, daha güçlü bir ekonomik ve stratejik iş birliği modeli ön plana çıkabilir.

ETİKETLER
Kanada
Avrupa Birliği

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu