Yolsuzluk, almış başını gitmiş…

2024 yılıyla ilgili çalışmanın en can alıcı noktasını yine iş insanları ve rüşvet kısmı aldı.
Peki şaşırdık mı? Elbette hayır. Ankette ortaya çıkan çarpıcı sonuçlar ise özetle şöyle: İş insanlarının %75’i KKTC’de rüşvet ve yolsuzluğun ‘çok yaygın’ olduğunu düşünüyor.Her 3 iş insanından 2’si, bir yıl önceye göre ülkede yolsuzluğun artmış olduğu fikrinde.
Son bir yıl içerisinde ilgili yetkiliye rüşvet ya da hediye vermeniz ya da bir iyilik yapmanız gerekti mi? sorusuna katılımcıların %35’i “evet” cevabı verdi, %10’u suskun kaldı.
Rüşvet ya da el altından fazladan ödemenin” en yaygın olduğu üç işlem: Kamu ihaleleri ve izin/lisans işlemleri (%64); kamuya ait arazi ve binaların tahsisi/kiralanması (%60); devlet teşvikleri (%56).Yine değerli ve bilimsel bir çalışma sonuç olarak yine yolsuzluk.
Ha derseniz ki umurlarında mı?Elbette değil! Bu ülkede rüşvet ve kirli ilişki iddiaları her zaman vardı ve fakat özellikle son yıllarda bu iddialar ayyuka çıktı.
Ortada devlet yönetiminde yer alan makam sahibi kişilerin adı geçiyor bu iddialarda. Hoş bu makam sahibi kişilerin kimler oldukları da herkesçe biliniyor, yani sır değil. O derece ayyuka çıkmış iddialar var.
Dolayısıyla bu konudaki iddiaları sağır sultan dahi duyacak duruma geldiyse polisin duymaması mümkün değil. Ama diyebilirsiniz ki hep iddiadır bunlar elde somut bir dayanak yok, ya da bu yönde polise intikal eden bir şikayet yok.Bu doğru.Lakin adı geçenlerin siyaset öncesi ve siyaseten geldikleri makamlar sonrası aşırı derecede kendilerinin ve yakınlarının zenginleşmesini nereye bağlayalım?
Aldıkları maaşlara mı? Ya da şöyle sorayım bordroya yansıyan aylık kazançlar ile bu müthiş zenginliğe ulaşmaları mümkün mü? Çok ney yazacağım DEĞİL! O halde izaha muhtaç bir durum var ortada. Ama dokunulmazlıkları var.
Ama rüşvetin ispatı çok da mümkün değil vs vs birçok sığınılacak liman var bu konuda. Elbette bu anlaşılabilir olarak görünse de izah edilemeyecek konuların üzerinden ilerledikleri zaman belli bir kanaatin oluşması kaçınılmaz olacaktır. Mesela bu aşırı zenginleşmelerin nasıl meydana geldiği, mesela kirli ilişkilerin (al gülüm ver gülüm) olaylarının geldiği boyut gibi aslında istenildiği zaman ortaya çıkarılabilecek hassasiyetler vardır.
Nihayetinde bu kişilerin bir ömür boyu makamlarda kalacaklar diye bir durumları da yok. Diyeceğim o ki bu dokunulmazlıkların da bir ömrü vardır ve elbette sonrası. Yani illa ki o korunaklı akvaryumun içinden illa ki bir gün gelecek çıkacaklar.