Gerçekten Hata mı Yoksa Farklı Bir Yola mı Girdik..?

Cumhurbaşkanı seçiminin hararetli ortamının etkisiyle olsa gerek, bazı önemli haberleri gözden kaçırmaya başladık.
Allahtan Rum basını var da oradan yakalayabiliyoruz.
İşte onlardan birisini aşırı sağcı Haravgi gazetesinden öğrendik.
Meğer yayınlanan son Avrupa Raporu’nda KKTC ve Türkiye-Libya Mutabakatı tanınmış.
Bu durum da PASOK’lu Avrupa Milletvekili ve Sosyalistler ve Demokratlar Grubu Başkan Yardımcısı Yannis Maniati’yi rahatsız etmiş.
Yunan Avrupa Milletvekili durumu şu sözlerle tanımladı:
“Doğu Akdeniz’de barış ve istikrar çabalarını erozyona uğrattı”
Habere göre, Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi (JRC) ve Avrupa Savunma Örgütü ortak raporunda, KKTC ve Türkiye-Libya mutabakat muhtırası tanıdı.
PASOK’lu Avrupa Milletvekili ve Sosyalistler ve Demokratlar Grubu Başkan Yardımcısı Yannis Maniati’nin, duruma tepki göstererek, Komisyon’a ve Komisyon Yüksek Temsilcisi Kaja Callas’a acil soru önergesi gönderdi.
Ortak Araştırma Merkezi ve Avrupa Savunma Örgütü ortak raporunun 121’inci sayfasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adı tırnak (“) işareti olmadan kaydedildi ve 37 numaralı haritada Türkiye-Libya muhtırasıyla uyumlu MEB talepleri gösterildi.
Raporun içeriğinde Yunanistan’ın ve Güney Kıbrıs’ın “Egemenlik haklarını ve uluslararası hukuku ihlal ettiği” gerekçesiyle “Derhal izahat ve düzeltme” talep eden Maniatis, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin devlet olarak sunulmasının ve Türkiye-Libya muhtırasının dolaylı yoldan kabulünün “Doğu Akdeniz’de barış ve istikrar çabalarını erozyona uğrattığını” iddia etti.
Gazete, Yunanistan’ın bu konuyu Bakanlar Konseyi düzeyinde de gündeme getirmesinin beklendiğini yazdı.
Basit bir hata gibi görünse de aslında öyle değil.
Bu gibi raporların bağlayıcı bir özelliği yok.
Ama yine de Yunan siyasetçiler işi sağlama almak adına hemen en üst düzeyde itiraza başlamışlar.
Peki ama bu “hata” nasıl oluştu..
Basit hata ise Yunan siyasiler neden bu kadar ateşlendi.
Çünkü onlar da farkındalar ki bu iş çok da öyle hata gibi görünmüyor.
Bazı siyasiler ve bir çok uzman sürekli olarak Kıbrıs konusunu sadece ada üzerinde değil bölgede yaşanan gelişmeler çerçevesinde değerlendirmekteler.
Bu gelişmelerin bir sonucu olacağı ve bu sonucun mutlaka Kıbrıs’a da etkileri olacağı uyarısında bulunmaktalar.
Ama nedense bizde konu sadece müzakere etmek ya da etmemek eksenine tıkandı.
Biz burada tıkanırken çevremizde gelişmeler devam etmekte.
Gazze’de varılan ateşkes bile ucu bize etki edecek değerde bir gelişmedir.
O nedenle de raporda yer alan ifadelerin bir hata ya da tesadüf olduğunu düşünmeyi bir kenara bırakalım.
Öyle olsaydı Yunanlı siyasiler bu kadar ateşlenmezdi.
Son bir hafta kaldı.
Seçim heyecanı bitiyor.
Umalım da sonrasında gözümüz açılır ve olan bitene dikkat kesilip yapmamız gerekenleri yapmaya başlarız.