EOKA, Kıbrıslı Türkleri önce yok saydı, sonra kalıcı düşman yerine koydu…
Dün,
EOKA’nın kuruluş ya da harekete geçişinin yıldönümüydü.
1 Nisan 1955, EOKA’nın bombalı eylemlerinin başladığı tarihtir.
Faşişt, Yunan İç Savaşında, Yunan Komünistlere karşı mücadelede öne çıkan isimlerden olan Grivas, 1951’de adadan topladığı gönüllüleri Yunanistan’a götürüp, eğitmiş ve 1954 yılında adaya geri gelmiştir.
Uzun uzun EOKA’yı anlatacak değilim.
Bir Kıbrıslı Türk olarak, EOKA dendi mi aklıma, adaya Yunanistan’a bağlamak için oluşturulmuş silahlı bir örgüt gelir.
EOKA, asla Kıbrıs’ın bağımsızlığını hedeflemedi.
İngiliz sömürge döneminin sonlanması ve Bağımsız, Kıbrıslı Türk ve Rumların birlikte yönetecekleri bir cumhuriyet hedeflense, ismi EOKA değil başka bir isim olur. Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların, sömürge idaresine karşı ortak mücadele ederdi.
***
Bu konuyu, şimdi hayatta olmayan Rum Yönetimi başkanı Tasos Papadopulos’a, başkan seçilmeden önce 2002 Ağustos’unda avukatlık ofisinde yaptığım sohbette sormuştum.
Aynen şunları söylemişti:
“… EOKA koloni yönetimine karşı bir özgürlük mücadelesiydi.
Hiçbir zaman Türklere karşı bir hareket olmadı. Bazen biz Kıbrıslıların, İngiliz koloni yönetimine karşı bağımsızlık talebimizde güçlerimizi birleştirseydik ne kadar daha etkili olabileceğimizi düşünüyorum.
Bunun yerine Kıbrıslı Rumlar koloni karşıtı olan mücadelelerini Enosis’le birleştirdi; Kıbrıslı Türkler de İngilizler’in cesaretlendirmesiyle “Kıbrıs Türktür” veya “Taksim” sloganıyla pozisyonunu belirledi. Biz, her iki toplum, yanlış milliyetçilik düşünceleriyle motive edildik.
Tabii bir olay olduktan sonra konuşmak kolaydır. Ancak o dönemin şartlarını ve insanlarımızın tutumlarını da unutmamalıyız. Belki de gelecekte tarihçiler milliyetçilik kıvılcımı olmasaydı, koloni karşıtı mücadelenin olmasının imkansız olacağını iddia edecekler.”
***
Gazetecilik anlayışıma göre, karşımdakinin düşüncesini, okurlara eksiksiz aktarmayı doğru kabul ederim.
“ EOKA, hiçbir zaman Türklere karşı bir hareket olmadı” doğru değil.
Kıbrıslı Türkler, ulusal duyarlılıkla, hareket edene kadar EOKA, Kıbrıslı Türkleri, dikkate almamış olabilir.
Yaşananlardan sonra şu tanımlamayı yaparım:. “ EOKA, Kıbrıslı Türkleri önce yok, sonra kalıcı düşman yerine koydu…”
***
EOKA, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal kimliğiyle ancak 3 yıl yaşayabilmesinin baş sorumlusudur.
Değişime uğramış hâli diyebileceğimiz EOKA B’de 15 Temmuz 1974’te Makarios’a yapılan darbenin ana parçasıdır.
***
Rum Yönetimi Başkanı Hristıodulidis, EOKA’nın var oluş yıldönümü töreninde dün konuştu..
Bir göz attım konuşmasına:
“ … 1 Nisan ayaklanması, tarihsel arınma ve ulusal yeniden doğuşun yenilenme hareketiydi ve ender rastlanan etik anlayışı, hem adı anılan hem de anılmayan savaşçıların büyüklüğü ve bireysel tutumlarında kayıtlıdır. EOKA’nın mücadelesi, Kıbrıs Helenizminin sömürgeci boyunduruktan kurtulma ve özgürlüğünü kazanma tarihindeki en görkemli dönüm noktasıdır.
… Çocuklarımıza ve genç nesillere EOKA’yı, daha iyi bir Kıbrıs için canlarını veren herkesin mücadelesini ve fedakarlıklarını, bugün sahip olduğumuz Kıbrıs Cumhuriyeti’ni anlatmak gibi bir yükümlülüğümüz ve görevimiz var.”
***
Kıbrıs Rum liderliği, cesaretini toplayıp, geçmişini, sorgulamazsa, Kıbrıslı Türklere asla güven veremez.
EOKA ideali, bir biçimde yaşatılmaya çalışıldığı sürece, adada, karşılıklı güven inşa edilemez.