Derviş Doğan

İnsan içine çıkmaması gerekenker ülke yönetiyor.

50 yılda tesis edilen bu düzenin uzantıları olan atanmış Üstel Hükümetinin,

yozlaşmışlığın yanısıra siyasi, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla birlikte yarattıkları tahribat, Kıbrıs Türk halkı tarafından gittikçe büyüyen bir oranda ciddi bir tepkiye neden olmaktadır.

Yozlaşmaya ve toplumsal yok oluşa doğru sürüklenen bir halkın giderek yok hükmünde  değersizleştiğini sanırım bilmeyen görmeyen yoktur.. Vatan,Millet nutukları ile son birkaç haftadır dinlediğimiz martavallar devam ederken, ülkeyi yönetenlerin rüşvet iddiaları, yolsuzluk, kara para, insan kaçakçılığı gibi karanlık ilişkilere zemin yarattıkları gerçeğini bugün bu ülkede bilmeyen de yoktur.

Dün ve bugün yalanı politik argüman haline getirmeleri ile birlikte dönüştürdükleri bataklığın içinde debelenip duruyoruz hepimiz ve buna razı olmamızı isteyen bir anlayış maalesef hakim ülkede..Nitekim   aidiyet yerine,  rüşvet, talan, yağma, yolsuzluk ve liyakatsizlik ülkede yaygın hale geldi.

Bu durumu olağan hale getirmek için her yolu mübah görenler bu ülke halkını elektriksiz, susuz, karanlık yollara mahkum, sağlıktan eğitimden yoksun, ihtiyaca cevap vermeyen hastaneler  ve bina güvenliği eksikliğine  okulların varlığı görmezden geliyorlar. Polisin, özel kalemin, müsteşarın, müdürün rüşvetle anıldığı, vekilin sahte diplomayla mecliste boy gösterdiği,ülkenin her  alanında çürümüşlüğün yürüdüğü ve bunca kokuşmuşluğun üzerinin  örtüldüğü bir ülkede yaşıyoruz.

Malum “Başbakan” uzaktan atanıyor.Bakanlar Kurulu” talimat üzerine yazılıyor. İşin ilginç tarafı  bu cenahın tamamı  sözde milli cepheden.. Çıkarları olmadan adım atmayan bir güruhun elinde heba oluyor güzelim ülkem. Normal koşullarda insan  içine çıkmaktan utanması gerekenler bu ülkede yönetici oluyor. Yazık, gerçekten çok yazık..

Related Articles

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top button