Suriye’de, huzur ve güven Kaf dağının ardı kadar uzak…
İçi Bizim iç politikaya kitlenmiş siyasilerimiz hariç, Suriye’de yaşananlarla ilgilenenler çoğunlukta.
Normal olan da bu zaten.
Suriye, kelimenin tam anlamıyla burnumuzun dibinde.
Eğer orada huzur ve güven yoksa, bizim küçücük adamız dahil, bölgede huzur ve güven, tehdit altındadır.
***
Dün de yazdım.
Beşar Esad, 61 yıllık iktidarın, yenildi levhası boynuna asılan lideridir.
Elbette tüm olumsuzlukların tek başına müsebbibi, gerçekleştireni Esad değildir.
Faşist Hitler’in, suç uygulayıcısı, komutanları gibi Esad’ın da üst düzey insanlık suçu işleyen komutanları, askerleri, hatta yargı mensupları vardır.
Haksız yere olsa da hapiste yatıp, Esad sonrasını görenler, katledilen yüz binlerce Suriye yurttaşı ile kıyaslandığı zaman şanslı.
İşte onlardan biri.
Suriye’nin en uzun süre tutuklu kalan siyasi mahkumu Raghid el Tatari hapishane kapıları açılınca özgürlüğüne kavuştu. 43 yıldır esir olan eski jet pilotu, 1981 yılında 27 yaşındayken Hafız Esad’ın Hama’daki isyanı bastırmak için şehrin bombalanması emrine uymadığı için hapse atılmıştı.
***
Beşar Esad’ın devrilmesinden çıkarılacak dersler çok.
Tabii ki ders çıkarmak isteyenler için.
Suriye uzun yıllardır, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünden uzak bir anlayışla yönetildi.
Saddam’ın da partisi, Arap milliyetçisi, Arap Sosyalist Baas Partisi – Irak bölgesiydi.
61 yıl Suriye’de iktidarda olan da Arap Sosyalist Baas Partisi – Irak bölgesiydi.
“Baasçılık, Arap dünyasının tek bir devlette birleştirilmesi çağrısını yapar. “Birlik, Özgürlük, Sosyalizim” sloganı ile Arap birliğine ve Arap olmayandan gelen kontrole ve müdahaleye karşı özgürlüğe atıfta bulunur.”
ABD önderliğinde batı, hem Irak hem de Suriye’de Baas iktidarını yıktı. Hem de paramparça ederek.
***
Aklı başında herkes, 8 Aralık’ı huzurun, güvenin başladığı gün olarak göremiyor.
Oradan bölgeye yayılabilecek sıkıntıların endişe düzeyi yüksek.
Bütün olumsuz senaryolara rağmen, Türkiye’nin mevcut durumdan kazançlı çıkacağını söyleyenlerin sayısı az değil.
Bir görüşe göre son anda gelişmeler, hakemin uzatmada Türkiye lehine penaltı vermesi gibi. Türkiye taraftarı tribünler soluğunu tuttu, penaltının gole dönüşmesini bekliyor.
***
Suriye’de, huzur ve güven Kaf dağının ardı kadar uzak…
Bunu yazıp, söylemek kötümserlik mi?
Elbette kötümserlik değil, mevcut durumun objektif olarak değerlendirilmesidir.
Suriye sınırları içinde, Kürtlerin yönetimindeki bölgenin akıbeti Türkiye’nin ilk sıradaki takip konusudur.
Bu konu netleşmeden, Türkiye’nin Suriye ile ilgili, hesap defterini kapatmasını, Suriye’ye sırtını dönmesini kimse beklemesin.
Bu durumda Türkiye, Suriye’ye sırtını dönerse, arkadan kurşunlanmayı kabul etmiş olur.
***
Suriye konusunu yazmak, Suriye konusunda konuşmak hem çok kolay hem de çok zor.
Kolay… Çünkü, Suriye’deki gelişmeler gazeteciler için haber ve beraberinde yorum malzemesi okyanusu.
Zor… Çünkü, parçaları puzzel gibi birleştirip, bütünü görmek çok zor. Çünkü ortadaki puzzel parçaları çok sayıda kutudan ortaya döküldü.