Hasan Hastürer

Cenevre’de, şapkadan bir şey çıkmayacak…

Geçen hafta Çarşamba günü BRT’de Levent Kutay’ın program konuğuydum.

Konumuz Cenevre görüşmeleriydi.

O gün söylediklerimin özü şuydu.

Uzun bir aradan sonra üç garantör ülke, Kıbrıs Türk ve Rum tarafı BM Genel Sekreterinin de katılacağı toplantıda bir araya gelecek.

17 ve 18 Mart, Pazartesi ve Salı gününün programı dakikası dakikasına belli olduğunu göre, müzakere olmayacak. Taraflar duyarlılıklarını yumuşak üslupla dile getirecek.

Buluşma gayri resmi olacağı için en başta BM Genel Sekreteri olmak üzere tüm taraflar daha rahat olacak.

Konjonktür Kıbrıs sorununun çözümünde ziyade yakınlaşmayı, sosyal buluşmayı gerekli görüyor.

Taraflar uzun uzun kırmızı çizgilerini anlatmayacaklar.

Çözüm için müzakereye taraflar hazır değilken, dıştan da böyle bir telkin ya da baskı yok.

Eskiden güven artırıcı önlemler konuşulurdu, şimdi güven artırıcı önlemler yerine, somut işbirliği konuları ele alınacak.

Di Carlo son Kıbrıs ziyaretinde Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Tarafına, 8 maddelik olası iş birliği konularını ya da başlıklarını verdi. İş birliği maddeleri Cenevre’de yol haritasının özü olacak.

***

Dün akşamdan yansıyanların tümü bu sınırların içindeydi.

Bu gün de çok büyük olasılıkla bu çerçeve içinde kalacak. BM Genel Sekreterinin günün sonunda yapacağı açıklama, bu gün görüşmenin yarısına geldiği zaman tarafların bilgisine getirilir sanırım.

Eğer taraflar istekli olduğunu gösterir ve BM Genel Sekreteri tatmin olursa yeni bir özel temsilci atanabilir.

***

Dün Cenevre’de taraflarda, müzakere heyecanı ve gerilimi hiç yoktu.

Önceden kamuoyuna yönelik algı mesajlarının son kullanım tarihi sanki de dün akşamüzeri dolmuştu.

Yemek çıkışı Ersin Tatar’ın yüzünden  gülücükler, ağzından da bal akıyordu adeta.

“… Bu toplantının misyonu iş birliği.  İki taraf arasındaki işbirliği kültürünün geliştirilmesinin şart… İki taraf arasında işbirliğini geliştirmeye odaklandık.

… Geçmişi unutup geleceğe bakalım.”

Bunları ve fazlasını Cumhurbaşkanı Ersin Tatar söyledi.

***

UBP Genel Sekreteri de farklı konuşmayıp,“Komşumuzla iş birliği arzu ediyoruz ve her iki halkın da kazan-kazan şeklinde bir çözüm bulmasını umuyoruz”, dedi.

***

Peki Cenevre’de dün akşamın ilk saatlerinde hareketlilik yaşanırken Rum tarafı en çok neleri öne çıkardı.

Neredeyse en öne çıkan yemek sonrası Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Rum Lider Hristodulidis’in ayak üstü yaklaşım on beş dakika görüşmesi.

Süre önce kısa, sonra 15 ve en sonunda 20 dakika olarak ifade edildi. Fidan Hristodulidis, görüşürken Tatar’ın salondan ayrılmasına vurgu yapıldı. Sanki de Tatar, onları yalnız bırakmamalıydı!!!

***

Bir diğer konu Cenevre’de Rum tarafının AB ile dirsek teması.

Rum tarafının Avrupa İşlerinden Sorumlu Müsteşarı Marilena Raouna, beşli akşam yemeğinin başlamasıyla eş zamanlı olarak, genişletilmiş toplantıda AB’yi teknokrat sıfatıyla temsil eden Avrupa Komisyonu Kıbrıs Çözüm Destek Birimi Başkanı Giulia Bertezzolo ile bir araya geldi. Görüşmede Bertezzolo, Raouna’ya AB’nin, Kıbrıs sorununda bundan sonra atılacak adımlar konusunda çalışma ve tüm çabalarda yer alma niyetinde olduğunu iletti

***

Yemek sonrası KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın siyasi partileri bilgilendirme toplantısına, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da katılımı program dışıydı. Fidan, Tatar’ın ricasını kırmayıp toplantıya katıldı.

***

Dün akşam Cenevre’deki temaslar sırasında “Şapkadan tavşan çıkmadı”… Bugün çıkar mı? Bugün de şapkadan, sürpriz bir şey çıkmaz….

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu