Sanki Lefkoşa’da bunlar konuşulmazdı..

Cenevre toplantısında tam olarak ne oldu, yani bu görüşmelerde kayda değer bir gelişme yaşandı mı?
Sayın Tatar Cenevre’ye bir şey olacak diye gelmedik işbirlikler kurnanın mümkün olup olmayacağına bakmaya geldik gibi ifadeler kullandı.
Nitekim açıklamalara bakınca açıkçası Cenevre’ye kadar gidilmesine hiç ama hiç gerek yoktu. Yeni kapıların açılması yönünde geliştirilen süreç hade hazırda Kıbrıs’ta da üzerinde durulan bir konuydu.Kaldı ki Cenevre’de de bu yönde somut bir ilerleme kaydedilmedi. Yani ortada elle tutulur gözle görülür bir şey yok! Mayınların temizlenmesi konusuna gelince; o konu da zaten uzun yıllar önce başlatılmıştı.Yani o da yeni bir durum değil. Hoş aynı kapsamda ele alınan mezarlıklar konusunda ki restorasyon çalışmalarının başlaması yönündeki girişimde BM Genel Sekreteri’nin aracı olması mı gerekirdi ?
Ya yeni teknik komite kurulmasına ilişkin düşünce birliğine ne demeli? Kimse kusura bakmasın ama o işi de hikaye.
Zaten varolan komiteler, Kültürel Miras Teknik Komitesi dışında, çalıştırılmıyor ki, yeni teknik komiteye ihtiyaç duyulsun! Enerji konusuna gelince:
Ara bölgede öylece askıda kalmış olan solar enerji kurulması hadisesi de bilinmeyen ya da yeni bir durum değildir.. Ortada duran gerçek ise şudur. Taraflar Kıbrıs’ta konuşabilecekleri ya da antlaşma sağlayacakları birçok konuda ayak oyunlarına devam ediyorlar.
Ya da şöyle söyleyim anlaşmanak için adeta zamana oynuyorlar. Diğer bir konu Özel Temsilci atanması meselesine.. Bu da Birleşmiş Milletlerin süreci öteleme stratejisinden başka bir şey değildir.
Özet olarak Cenevre de planlandığı üzere bir kez daha Kıbrıslı Türklere sıfır sıfır elde var sıfır sonucu çıktı.