Özgürgün Hala Güçlü..! (mü)..?

Soru mu yoksa yanıt mı..?
Aslında her ikisi de..
Belli ki birisi Hüseyin Özgürgün’ün gücünü hala koruyup korumadığını test etmiş.
Bu birisi kendisi de olabilir.
Kimin olduğu henüz belli değil ama kesin olan yapılan operasyonun bir güç denemesi olduğudur.
Ve sonuç..?
Sonuç ortada, Hüseyin Özgürgün hala güçlü.
Sadece Ulusal Birlik Partisi içinde değil, ülke siyasetinde de hala etkin bir güç unsuru kendisi.
Önceki gün UBP ilçe başkanları tarafından ortaya atılan heyecan bombası sonrasında, ana muhalefetin yayın organı da konuyu ciddiye aldı ve Özgürgün’e sordu: “Gerçekten dönecek misiniz..?”
Özgürgün burada son derece usta bir yanıt verdi: “Siyasete dönmeye niyetim yok. Ama ülkeme dönmeyi elbette isterim ve dönebilirim. Orada evim var..”
Siyasete dönme opsiyonunu henüz kullanmamayı tercih etti Özgürgün. Ama ülkeye dönme konusunda kapıları kapatmadı. Çünkü O’nun ülkesiyle bir sorunu yok, ülkesine ve insanına küsmüş değil.
Ancak bazı isimlerle bir hesabı olduğunu da gizlemiyor. Yaptığı açıklamada da bunu açıkça söyledi.
Özgürgün’ün KKTC’ye dönüşünün önünde bir engel yok. Ülkeye girişi serbest, fakat hakkındaki bazı soruşturmalara ilişkin bazı uygulamalara maruz kalma durumu mevcut.
Bunun nasıl aşılacağı ya da aşılması mümkün müdür..? Bunu zaman gösterecek.
Hüseyin Özgürgün, dönüşüne ilişkin çağrıları parti içindeki bazı olası rahatsızlıklara bağlamış.
Burası oldukça önemli.
UBP içerisinde Özgürgün isminin hala bir kurtarıcı şeklinde anılıyor düşüncesi kendiliğinden oluşmamıştır.
Yani, Hüseyin Özgürgün oturduğu yerde “bu partiyi ancak ben kurtarırım” dememiştir.
Belli ki birileri Özgürgün ile temasa geçmiş, sıkıntılarını anlatmış ve “geri dön” demiş.
Bu gayet net anlaşılıyor.
Ama gelin görün ki iş o kadar basit değil.
Özgürgün’ün karar alması ve yasal durumların ortadan kaldırılması yetmiyor.
UBP içerisindeki bazı dengelerin bu “dönüş”e vereceği tepki önemli.
Hep bilinen ancak çok fazla konuşulmuyor yaşanmışlıklara yönelik hesaplaşma yapılmadı henüz. UBP’de o dönem yaşananlara ilişkin davalar hala açık.
Ve kolay da kapanmayacak.
Çünkü hesaplaşma zirvede gerçekleşecek.
Özgürgün dönecek derken bilhassa bu husus atlanmamalı.
Bir bakarız ülke gündemi tamamen bu konu oluvermiş.
Çok da uzağa gitmeye gerek yok. Gelecek haftayı geçelim, Cenevre olayı tamamlansın, tamamen iç gündeme endeksleneceğiz.
Hazır ortalık henüz sakinken bu konuyu yasmak istedim.
Daha doğrusu, bu konuyu yazmaya başladım.
Evet, bu bir başlangıç hatta henüz başlamadık.
Ama başlayacak…
Herkes hazır olsun…