Kaçak Birinin Destek Çağrısı Kimi Güçlendirir?

Yine bir seçim dönemi, yine kulaklarımıza gelen garip çağrılar, ekranlara düşen samimiyetsiz destek mesajları… İnsan ister istemez düşünüyor: Kıbrıs Türk Halkı bu kadar mı hafife alınıyor?

Susayım diyorum, olmuyor. Görmezden gelmeye çalışıyorum, mümkün değil. Her defasında birileri çıkıyor, halkın aklıyla alay eder gibi açıklamalar yapıyor. Bu halk balık hafızalı değil. Geçmişi unutamıyor, yüzüne gülüp arkasından hançerleyen leri çok iyi tanıyor.

Gelin size hafızamızı tazeleyelim…

KKTC eski başbakanlarından Hüseyin Özgürgün… Adı rüşvet iddialarıyla anılan, banka hesaplarındaki milyonların kaynağını açıklayamayan, yargı süreci başlamadan hemen önce ülkeden “telaşla” ayrılan bir isim. Bugün İstanbul’daki lüks villasından, KKTC vatandaşlarının vergileriyle aldığı yüksek maaşla “paşalar gibi” yaşamını sürdürüyor. Ve oradan, hiçbir yüz kızarması olmadan Ersin Tatar’a destek çağrısında bulunuyor.

İnsan sormadan edemiyor: Kaçak konumuna düşmüş bir ismin desteği, Sayın Tatar’a ne tür bir katkı sağlar?

Cevap aslında çok açık: Hiçbir katkı sağlamaz, bilakis zarar verir.

Halkın adalet duygusunu hiçe sayarak, yargıdan kaçan birinin “siyasi kanaati” halk nezdinde ne kadar itibarlıdır? Kendi geçmişiyle yüzleşememiş, hesabını verememiş birinin çağrısıyla yön bulacak bir halk değiliz biz.

Sorun sadece bir kişinin geçmişi değil, bu geçmişin görmezden gelinerek bugün siyasete müdahale etmeye çalışılmasıdır. Sorun, halkın aklıyla alay edercesine bu çıkışların “destek” diye sunulmasıdır. Sorun, bu halkı hâlâ unutkan, kolay yönlendirilebilir, sorgulamayan bir kitle olarak gören zihniyettir.

Ama yanılıyorlar.

Kıbrıs Türk Halkı geçmişte yaşananları unutmadı. Kimin hangi koşullarda ülkeden ayrıldığını, kimlerin hesap vermekten kaçtığını, kimlerin ise hâlâ hesap vermesi gerektiğini çok iyi biliyor.

Artık kimse bu halkın aklıyla alay edemez. Çünkü bu halk sorguluyor, görüyor ve hafızasında tutuyor.