Ersin Bey Masaya Tek Şart ile Gitmeli…
Eğer inşaat sektörüne söylediğimiz kadar değer veriyorsak bunun için yapabileceğimiz yegane şey olan siyasi resti çekmeliyiz.
Gerisi hikaye.
Bu ayın sonunda Kıbrıs’a gelecek olan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Holguin’in karşısına tek madde ile çıkmalıyız.
“bu madde halledilmeden diğer konuları konuşmak nafile olur” demeliyiz.
Zaten işler çığırından çıkmış bir halde, daha da kötü olmaz.
Bayan Holguin’e mülkiyet konusunun kişisel hukuk davaları ile değil bütünlüklü bir şekilde çözülmesi gerektiğini söylerken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından iç hukuk yolu olarak kabul edilen KKTC Taşınmaz Malk Komisyonu’nunun varlığını da anımsatmalıyız.
Rum tarafının çevirdiği dolaplara daha fazla sessiz kalmak işin iyice dibe vurmasına neden olur.
“bu iş çözülmezse biz yokuz” demeli, Temmuz sonunda öngörülen Cenevre buluşmasının bu şartlar altında olamayacağını söylemeliyiz.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar bunu yapabilir.
Hem elinde imkanı var hem de Sayın Cumhurbaşkanı’nın Rum tarafının çevirdiği dolaplara daha fazla tahammülü olmadığı ortada.
Ama işin siyasi destek kısmından çok da emin değilim.
Bu da gerekli.
Eğer siyasi partiler Cumhurbaşkanı’nın bu çıkışına destek vermezse, hatta karşı çıkıp eleştirirse gerek BM gerekse diğer uluslararası örgütler nezdinde ciddiye alınmayız.
O nedenle de sektör temsilcilerinin artık sahaya inme zamanı gelmiştir.
Bu işin başından beridir perde gerisinde kalmaya gayret eden sektör temsilcilerimiz siyasi partilerimizle görüşmeli ve onları ikna etmelidirler.
Özellikle de CTP’nin bu yönde bir çalışmaya çok fazla ihtiyacı var.
Onların masaya gelme şartlarını bildiğimiz için bunu söylüyoruz.
Partinin yıllardır saplanıp kaldığı “federasyon” modeli dışına çıkmama inadı toplumda artık antipati görmeye başladı. Ancak parti üst tabakası buna çok fazla aldırmıyor.
O nedenle de bu konuda da, yani inşaat sektörüne ilişkin meselede de olaya federasyon süreci başlasın gözüyle bakacakları kesindir.
İşte bu noktada sektörün önde gelen isimlerinin CTP üst tabakasını ikna etmesi ve Cumhurbaşkanı Tatar’ın “mülkiyet resti” ile BM’nin karşısına çıkmasının önünü açmalıdır.
Yoksa bu tren kaçar ve hepimize de çok geçmiş olur…
